Ağız, diş ve çene bölgelerindeki yumuşak ve sert dokulardaki hastalıkları, yaralanmaları, gelişimsel rahatsızlıkları tanımlayan, bunlar sonucunda oluşmuş fonksiyon ve estetik bozuklukların medikal ve cerrahi tedavisini gerçekleştiren çalışma alanıdır (bilimdir)
Çene kisti içi sıvı ile dolu ve etrafı kapsülle çevrili patolojik doku olarak yapabiliriz. Çene kistleri herhangi bir ağrı sızı gibi belirtileri olmadığından çekilen diş röntgenleri ile tesbit edilebilir.
Çene kistleri oluşum olarak dişler beslendiği için alt diş yapısı içinde olgunlaşmaya başlar. üst çene de oluşması alt çene ye göre çok daha azdır. Çene kistleri büyüdüklerinde oldukları yerde çok ciddi soruna neden olurlar. Bu durumdan hemen kurtulunması greklidir.
Çene Kistlerinin Oluşumu ;
Kistler, embriyolojik gelişim sürecinde dokular içine yerleşen hücre artıklarından gelişebildikleri gibi, enfekte kök kanalından gelişen irritasyon sonucu kök ucu bölgesinde meydana gelen patolojik değişiklikler ile veya kök ucunda kistik lezyonu bulunan dişlerin çekimi sonrası çene kemiğiiçinde bu lezyonun kalması sonucunda da gelişebilir.
Çene Kisti tedavisi ;
Kist ameliyatlarında temel ilke tüm kistin çeperi ile birlikte çıkarılmasıdır. Kist lezyonu ile ilişkili olmayan komşu diş kökleri korunmalı ve kist içerisinde bulunan dişlerin apikal rezeksiyon yöntemi ağız içerisinde kalması sağlanmalıdır.
Kist ameliyatlarında temel ilke tüm kistin çeperi ile birlikte çıkarılmasıdır. Kist lezyonu ile ilişkili olmayan komşu diş kökleri korunmalı ve kist içerisinde bulunan dişlerin apikal rezeksiyon yöntemi ağız içerisinde kalması sağlanmalıdır.
Bu nedenle büyük kist boşluklarının uygun kemik greftleri (kemik tozu) ve membranlar(bariyer) ile rekonstrüksiyonu gereklidir.
Çene Kisti ameliyatı sonrası ;
Kistin büyüklüğüne göre ameliyat 30 dk ile 2 saat arasında geçer.
Ameliyat sonrası 3- 5 gün içerisinde hasta normal hayatına geri döner.
Ameliyat sonrası antibiyotik ağrı kesici ve gargara verilir.
Dişlerin kök uçlarında gelişen enfeksiyonların giderilmesi için, iltihaplı kök ucu ve iltihabın yayıldığı çevre dokuların temizlenmesi için kanal tedavisi yapılamayan durumlarda uygulanan bir operasyondur.
HAYIR, dişlerin kök uçlarında oluşan kistler eğer başlangıç aşamasında iseler diş çekimine gerek kalmadan tedavileri yapılabilmektedir. Bu tip dişlere öncelikle kanal tedavisi uygulanmakta, daha sonra da lokal anestezi altında kök ucuna yapılan cerrahi müdahale (apikal rezeksiyon) ile problem ortadan kaldırılarak dişin uzun süre ağızda kalması sağlanmaktadır.
Apikal Rezeksiyon Operasyonunun Yapıldığı Durumlar:
Yirmi yaş dişleri diş dizisinin en arkasında yer alan, üçüncü büyük azı dişleridir. Genellikle yirmili yaşlarda süren bu dişler çoğu zaman çenedeki yer darlığı, sürme pozisyonundaki sapma veya ilgili bölgedeki kemik yoğunluğu gibi sebeplerle kısmen sürmekte veya çene kemiği içinde gömülü durumda kalmaktadır.
HAYIR, ağızda tamamen sürmüş durumda olan yirmi yaş dişleri rahatça temizlenebilir durumda ve üzerlerinde herhangi bir derin çürük yok ise çekilmelerine gerek yoktur. Ancak diş ipi veya diş fırçası ile rahatça temizlenemeyen, üzerlerinde tedavi edilemeyecek durumda çürüğü olanlar ve yanağa veya dile doğru sürüp kişinin istemsiz olarak yanağını, dilini ısırmasına yol açar durumda olan yirmi yaş dişlerinin çekilmeleri gerekmektedir.
HAYIR, ancak kısmen sürmüş olan yirmi yaş dişleri rahatça temizlenemedikleri için kolayca çürüyebilmekte, ağızda kötü kokuya sebep olmaktadırlar. Tamamen kemik içinde kalıp süremeyen yirmi yaş dişleri ise hemen yanlarında bulunan ikinci büyük azı dişinin köklerine yaslanarak o dişe zamanla zarar verebilmekte veya kimi zaman etraflarında kist oluşturabilmektedirler. Bu tip dişlerin enfekte olup ağrıya ve abseye yol açanlarının hemen çekilmeleri gerekirken, herhangi bir sıkıntıya sebep olmuyorsa doktorunuz tarafından kontrol altında tutulmalı ve gerek görülürse çekilmelidirler.
HAYIR, yirmi yaş dişleri olmayan kişilerde de çapraşıklık görülmektedir. Çünkü tüm dişlerimizin öne doğru hareket etme eğilimi vardır. Kesici dişler arasındaki temas bozukluklarında çapraşıklık söz konusu olur. Bunu düzeltmek için tedavi planlanmış ve tüm dişlerin geriye hareket ettirilmesi söz konusu ise yirmi yaş dişleri çekilmelidir.
Gömülü 20 yaş dişlerinin problem olmasının nedeni genetik olarak bu dişe ihtiyaç kalmaması ve gittikçe çenelerimizin küçülmesidir. Çenelerimiz küçüldükçe 20 yaş dişleri kendine yer bulmak için zorlanmakta ve dolayısıyla diğer dişler gibi çıkamamaktadır. Kendine yer bulamayan 20 yaş dişleri öndeki dişi ittirerek baskı yapmakta ve bu da çoğunlukla çapraşıklığa neden olmaktadır. Ayrıca çok geride olmaları ve etraflarındaki diş etinin normal anatomik yapıda olmamaları nedeniyle kolayca iltihaplanabilmektedirler.
20 Yaş Dişi İltihabı veya Absesinin Belirtileri
20 Yaş dişlerinin zararları ;
20 Yaş Dişi İltihabının Tedavisi ;
HAYIR, Çene cerrahisinin ortak çalıştığı ana bilim dallarından bir tanesi de ortodonti (eğri dişlerin düzeltilmesi)dir. Gömülü kalmış yani sürememiş dişlere cerrahi olarak müdahale yapılarak, bir telle bağlanıp olması gereken yere zaman içinde sürdürülmektedir.
Modern Diş hekimliğinin ana amacı, diş kayıplarının önüne geçmektir. Günümüz Diş Hekimleri, doğal dişleri ağızda tutmak için ellerinden gelen çabayı göstermektedirler. Çünkü; tek bir dişin kaybı bile genel diş sağlığı ve görünümde olumsuz değişikliklere neden olmaktadır.
Tüm bu çabalara karşın :
Sağlıklı, iyi protez kullanabilmek için; Proteze destek olacak sert ve yumuşak dokuların da sağlıklı olması gerekmektedir. Bu nedenle Protez kullanmaya başlamadan önce bazı cerrahi operasyonlar gerekebilir.
Protez Öncesi cerrahi uygulamaların başlıcaları şunlardır:
Ağız-Diş Çene Cerrahisi Operasyonu geçirmiş hastalara öneriler: